ELLERİN VATANI VATAN OLMUYOR!
TÜRKİYE’M CENNETİM ASİL İZMİR’E
Hazırlıklarımı tamamlamıştım. Küçük kardeşim benden çikolatalar istemişti.Biraz da onun için alışveriş yapmıştım.Almanya asla senin adını anmayacağım,seni hiç özlemeyeceğim. Artık gidiyorum zalim Almanya. Elveda arkadaşlarım,öğretmenlerim, çocukluğum,ergenlik dönemimde çektiklerim. Çocuk gelmiş ve genç kız olarak yaşadıklarım, annem gibi sevdiklerim evlada! Herford sana ne hayallerle geldim,neler yaşadım.Herkes hakkını helal etsin.Arkadaşlarım-canımın parçaları-sizler olmasaydınız ne yapardım?Sizi üzdüysem affedin,hakkınızı helal edin.Gidip de dönmemek,gelip de görmemek var. Eğer Allah bana tekrar buralara gelmeyi nasip ederse inşallah eşim ve çocuklarım da yanımda olur.Şimdi ayrılık zamanı.Gitmem lazım yoksa
dayanamayacağım.Daha fazla üzülmeye gücüm yok. Allah’a ısmarladık.Sizler Allah’ Allah’a emanet olun.Canım arkadaşlarım beni unutmayın.Ben asla sizi unutmayacağım.Ancak ölür de bedenim yok olursa Rabbim bütün sevdiklerimle mahşerde cennette beraber olmayı nasip etsin.
“AH! ALMANYA”
Küçücüktüm ayrı kaldım,sıcacık bir yuva aradım.
Almanya sana ne yaptım?Canım ağabeyimi aldın.
Tek bir istediğim mutlu olmak,benim de hakkım,
Söyler misin şimdi neden hayatıma zehir kattın?
Yaşım henüz on sekiz,gurbetlerde kaldım yalnız
Gençliğinin baharında yuvasında ayrı bir kız.
Almanya sen ne zalimsin beni hep yalnız bıraktın
Daha doymadın mı,bütün sevdiklerimden ayırdın
Yıkılsın dağlar aradan,giden dönmez Almanya’dan
Dilerim bir gün beni kavuşturur aileme yaratan
Anne kucağı bilmedim,baba şefkati görmedim,
Ayrılığın acısını hep kalbimde gizledim.
Artık uçağım da gelmiş, Hannover Hava Limanı’na yanaşmıştı.Son bir kez daha etrafıma baktım.Bütün yaşadıklarım bir film şeridi gibi gözümün önüne geldi.Elveda Almanya…Sen Almanların ol.Seni terk ediyorum.Ben artık ana vatanıma cennet Türkiye’me gidiyorum; yeni umutlara,yeni bir hayata sevdiklerimle…
Türkiye… Her şeyi ile güzel olan ülkem… Aç kucağını bana.Zeynep geliyor. Uçak hareket etmişti, artık uçuyordum. Üç saat sonra Türkiye’de, İzmir’de olacaktım. Çok şükür Rabbime gurbetlik, hasretlik bitti.Rabbime sen ne kadar yüce, ne kadar büyüksün diye şükrediyordum. Artık İzmir semalarındaydık. Uçak inişe geçecekti.Yaz olduğundan iniş çıkışlar yoğundu. Uçaklar bir iki tur yaptıktan sonra iniş yapıyorlardı. Bizim uçağımız da tur yapmaya başladı.Yolcular endişeli bekliyorlardı; ama ben öyle bir içten sevinmiştim ki saçmalamaya bile başlamıştım.“Uçak düşeceğin varsa düş artık;çünkü canım kurban olsun İzmir’e. “dedim.
İzmir,havadan öyle güzel gözüküyordu ki gerçekten Ege’nin incisi,gerdanlık gibiydi. Denizin görüntüsü ışıl ışıl beni çağırıyor, sanki kucaklıyordu.Yolcular bana kızdılar: “Ne diyorsun kızım deli misin?Nasıl bir dua bu?”diyorlardı. Aslında normal de sayılmazdım.Akıl mı kalmıştı bende?
Nihayet uçağımız iniş yapabilmişti. Babam beni karşılamaya gelmişti.Gümrük işlemleri falan derken valiz kontrolü yapılıyor,gümrük memurları bavulları iyice kontrol ediyor, bavulların içini açtırıyorlardı. Kaçak olarak bir şeyler sokulmasın diye iyice bakıyorlardı.Sıra benim bavuluma gelmişti.Memur çok yorulmuş olmalı ki:
“Kızım hoş geldin çikolata var mı?Ağzım tatlansın.”dedi.
“Evet kardeşime almıştım;ama size de verebilirim; hatta çocuğunuz varsa ona da götürebilirsiniz.”diyerek kardeşime aldığım çikolatalardan verdim.
Memur gülerek:“Sen bana bir tane ver yeter, ağzım tatlansın.Gerisini kardeşine götürürsün.”dedi. çıkarıp verdim.“Hadi kızım seni bekletmeyeyim. Erimesin çikolatalar,kardeşin beklemesin.”
“Ama bavulum ne olacak?Ona bakmayacak mısın?”
“Hayır gerek yok,geçebilirsin.”dedi.
Teşekkür etmiştim.Sonra diğer memur pasaportu istedi.“İzine,tatile mi geldin?Dönüş ne zaman?”dedi.
“Kesin dönüş yaptım.Bir daha dönmem Almanya’ya.İstemiyorum.Almanya onların olsun, ben vatanıma Türkiyeme ve İzmirime geldim.Memur amca, pasaportumu iptal eder misin?”dedim. “Neden kızım?Belki dönmek istersin.Pişman olursun.”
“Hayır!Dönmek istemiyorum, lütfen iptal edin!Memur amca, bekleyenim yok. Ailem burada. ”dedim.
Memur gözümün içine öyle bir baktı ki hiçbir zaman unutamazdım o bakışları. İçinden ne düşünmüştü kim bilir? Bu kız ne yaşamıştı? Ona neler yaşatmışlardı?Onu kimler üzmüştü?
Başından kötü olaylar mı geçmişti?Eminim öyle düşünüyordu.“Peki kızım iyi düşün. Geri dönüşü
yok, ediyorum. Bütün hakların yanacak.Bir daha bu kadar rahat giremezsin.”dedi.
“Biliyorum memur amca; ama siz yine de iptal edin.Dönmek ve bir daha Almanya’yı görmek istemiyorum. size hediye edeyim pasaportu. Ha bir de kızınız varsa sakın yalnız bırakıp gitmeyin onu.Asla yalnız bırakmayın. Kimse anne babanın yerini tutmuyor, bunu unutmayın!”dedim. Adamcağızın gözleri doldu.
İşlemlerim bitmişti, uzattı ve sonra: “Allah yolunu ve gönlünü açık etsin kızım. Sana hayatta başarılar dilerim.Her ne yaşamışsan inşallah bir daha yaşamaz, hep mutlu olursun.”dedi.
Ben de:“İnşallah Rabbim yaşatmasın.Bütün çocukları,bütün insanları mutlu etsin.” dedim.Sonra kapıdan babam göründü.Hemen koşup babama sarıldım. sakin Zeynep’ten eser kalmamıştı. Sinirleri bozuk bir kız vardı karşısında. Babam yolda bana bir şeyler soruyor, ben de sinirli cevaplar veriyordum. Elbette zamanla geçecekti;ama şimdilik zamana ihtiyaç vardı. Çok şükür evime gelmiştim. Artık bütün ailemle bir aradaydık.Rüya değil gerçekti…
“DÜŞLERİMDEKİ BEYAZ ÜNİFORMA” kitabımdan
Saygılarımla… Zeynep BATIMOR
Gurbette çocuk olmak, henüz 18 yaşında ayrı kalmak, o kadar zor ki, anne babadan ayrı kalmak, yada anne babadan yetim öksüz kalmak ne kadar acıdır. Allah hiç bir çocuğu anne babasından ayrı bırakmasın yokluğunu yaşatmasın!
Zeynep hanım ne diyebilirim ki..Sizin yazdıklarınızı keyifle okudum..Ve inanın sizin söylediklerinizi şu an aynı samimşiyetle düşünenler de yok buna inanın..İnsanlar artık bu ülkeden de bu beceriksiz ve geçmişini inkar eden iktidardan da vatanından da soğudu.. ama yazdıklarınızı keyifle ve sizin özlediğiniz bir ülkede yaşamayı bende istiyorum..Bu yobaz iktidardan da kurtulmak en büyük dileğim..Sevgiler,saygılar..