İzmirli Zeynep BATIMOR’un  kaleminden…

 “ BOSNA HERSEK BAĞIMSIZLIK YIL DÖNÜMÜ KUTLU OLSUN”

01. Mart Bosna Hersek Bağımsızlığı kutlu olsun.  

Şehitlere Allah’tan Rahmet, bütün Boşnak vatandaşlarımıza sabır diliyor başı sağ olsun dileklerimi bildiriyorum. İnşallah dilerim bu acılar tekrar yaşanmasın.

 Barış içinde, kardeşlik içinde, huzur içinde yaşamak için birlik olalım…

 

        Üç yıl boyunca Sırplar uluslararası hiçbir konvansiyona kulak asmayarak insanlık dışı uygulamalarını pervasızca sergilediler. Soykırım ise savaş başladığından beri Sırpların başvurduğu yegâne savaş yöntemiydi. Daha savaşın ilk evrelerinde Nisan 1992’de Srebrenitza’nın hemen dışında bulunan Bratunac köyünde yaklaşık 350 Bosnalı Müslüman Sırp paramiliterleri ve özel polis güçleri tarafından işkenceye tabi tutulmuş ve öldürülmüştü. (Alıntı)

Yıl 1995 Temmuz. Antalya tatilimiz sırasında; bir alman aile ile tanıştık. Eşi ana sınıf öğretmeni olan, Bey kendisi Doktordur. Eşi ve küçük kızı ile zor bir kararın ardından Türkiye’de tatil yapmaya karar verdiklerini söyledi. Daha önce gelmek istediklerini ancak, Türkiye’de terörün yol kestiğini ve insanları kaçırdıklarını söyleyen, doktorun anlattıkları karşısında hayretler içerisinde kaldım. Kendisi Türkçe bilmiyordu. Benim yıllar önce çocukluğumun Almanya’da geçtiğinden, Almancam fena sayılmaz, onu çok iyi anlayıp konuşabiliyordum dilim döndüğünce…

Bana anlattıkları çok düşündürücü ve vahimdi. Sözde; Türkiye bir terör ülkesi ve insanlara işkence eden, yol kesen, kaçıran , öldüren bir ülke olduğunu ifade ediyordu. Teröre kucak açan, bir ülke gibi gösterilmiş bir başka ülkenin yaptığı propagandaları sayesinde… Onu, hayretler içinde ve çok üzülerek dinliyordum.  O yıllarda söylediği sözlerin başında, çok daha ileri giderek; “Türkiye eşittir Kürdistan diyordu.

Bende; ” Türkiye bir bütündür Türk’ü Kürdü Laz’ı Çerkez’i ve diğerleri… Dini, ırkı, mezhebi ne olursa olsun bir bütündür. Ve böyle yaşamaktan da kimse rahatsız değilken, Sözde medeni ülkeler Avrupa- Amerika beslemeleri terör sayesinde ülkemizde diğer Müslüman ülkelerde beslediğiniz teröristler sizin sayenizde yaptığı eylemler yaşanıyor…

      Sizlerin sağladığı silahlar sayesinde medeniyetin beşiği, Avrupa’nın göbeğinde işlenen Sırpların Bosna Hersek’e yaptığı soykırımı görmezlikten geliyor, üç maymunlar misali; duymuyor, görmüyor, susuyorsunuz. Orada yaşayan sırf Müslümanlar, Türk soyundan geldiği için size ağır geliyor. Oradaki soydaşlarımızın bin bir çeşit akla hayal sığmayan, işkencelerle katliamlara seyirci kaldınız! Hamile kadınların karınlarını deşerek, bebelerinin kurşuna dizerek, tecavüz edilen kızların, yaşlıları hastaları çocukları katlederek, eli silah tutanları esir kamplarına götüren, gözü dönmüş Sırp askerlerine dur demediniz… Birçok Boşnak vatandaşımız kaybolmuştur. Acılar içinde insanlık dışı işkencelerle katledildiler. Hayatta kalanlar evlerinden, topraklarından terk edilmeye mecbur bırakıldılar… Neydi bu masum insanların suçu günahı?

 Onların topraklarında vatanlarında yaşama hakkını almak niye? Şimdi de diyorsunuz ki, Türkiye bir terör ülkesi! Bu terörü siz Türkiye’ye musallat ediyorsunuz ve siz besliyorsunuz! Cennet ülkemizi kardeş gibi yaşamak varken, kana bulamak istiyorsunuz!  Tıpkı Afganistan Irak ve diğerleri gibi… Şimdi de Bosna Hersek…

Sizin medeni Avrupa ülkeleriniz,  Türkiye’nin büyümesinde, dünyayı ele geçirecek ekonomik ve askeri alanda çok ileri gidecek olması düşüncesi yatıyor. Sizin korkunuz bu yüzden! dedim. Ve Sözlerime devam ettim: “Peki, Bunların tamamı değil, sadece bir tanesi;  sözde medeni ülkeler, sizin ülkenizde yaşanıyor olsa ne yapardınız?

Ben söylüyorum! Önce, küçük bir fırtınada kıyamet koparır, taş taş üzerinde bırakmaz yok ederdiniz! Her şeyi ve Dünyayı insanlığı yok ederdiniz! Gerçi insanlıktan söz etmek ne kadar doğru olur, sözde medeni ülkeler için?  Unutmayın bu dünya gelip geçici… Her şeyi gören bir Yaratıcı Allah var, ve onun sonsuz adaleti, cenneti cehennemi var! Bu dünyayı masum insanların yaşam hakkını alanlar, Allah katında nasıl hesap verecekler?

Peki, Ülkemizde şu an terör ile karşılaştınız mı? Yolunuzu kestiler mi? Yoksa tam tersini mi yaşadınız?

Doktor hayretler içinde beni dinliyordu: ” Çok haklısınız aynen sözlerinize katılıyorum ve gerçekten şu anki duyduklarım karşısında, bir medeni ülke vatandaşı olarak utandım. Çok acı! Çok kötü insanların yaşam hakkına tecavüz etmek, onları yok saymak!

Sizin anlattıklarınızdan, kendime dersler çıkaracağım. Ancak! Türkiye kendini neden savunamıyor? İfade edemiyor,  sıkıntılarını anlatamıyor? Sizi Almanya’ya davet ediyorum.  Ülkenizi anlatın, savunun! İyi ki sizi tanıdım. Küçücük çerçeve içerinde gördüğüm, Türkiye ve cahil gördüğüm insanların, meğerki ne kadar aydın ileri görüşlüymüş… “Dedi.

Tekrar geleceğini ve çok memnun olduğunu belirterek, sohbetimizi bitirmiş oradan ayrılmıştık. Şimdi düşünüyorum ve hep anlatıyorum; “bu Alman doktor çok halklı, biz kendimizi anlatamadık. Biz kendimizi tanıtamadık.  Biz kendimizi ifade edemedik. Yaşadıklarımızdan, bu günlere geldiğimiz durumdan, kendimiz sorumluyuz. Başkalarını sorgulamak yerine, kendimizi sorgulamıyoruz, suçu başkalarında aramak yerine, kendimizde aramak lazım… Siz ne düşünürsünüz bilemem ama galiba suç bizde.  Bizler bütün olmalıyız! Ayrılıkçılığa izin vermeden, tüm dünya Türk Müslümanları ve Türkiye’de yaşayan kendini Türk vatandaşı gören, kardeş olan herkes birlik olmalı! Bu soykırımlara dur demeli!

      Yakın tarihte yaşanan, Bosna Hersek, Azerbaycan- Hocalı katliamında yaşananlar, şimdi hala işgal altında olan, Doğu Türkistan Munamar’da insanlık dışı katliamlar ve Kırım’da sıkıntıları, olayları göz ardı edemeyiz…  

Bu dünyada bütün canlıların yaşama hakkı vardır. Hepimiz bu dünya da misafiriz… 

Bosna Hersek Bağımsızlığı kutlu olsun inşallah dilerim bu acılar tekrar yaşanmasın.

 Barış içinde, kardeşlik içinde, huzur içinde yaşamak için birlik olalım….

 Saygılarımla Zeynep BATIMOR