CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bütün yurttaşlarıma sesleniyorum; sizi kandıran siyasal iktidara teslim olmayın” dedi.
TBMM
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Grup toplantısına tahliye edilen CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay da ilk kez katıldı. Balbay salona gelişinde partililer tarafından alkışlar ve sloganlarla karşılandı.
AK Parti’nin iktidara geldiğinde Acil Eylem Planı hazırladığını, bu planda “Yolsuzluk ve usulsüzlük konusunda cezalar caydırıcı hale getirilecek, siyasetin finansmanı saydam hale getirilecek, mevzuattaki sır kavramı yeniden düzenlenecek, yolsuzluklar konusunda hükümet, kamu yönetimi, yargı, medya, sivil toplum, sağlıklı bir diyalogla yolsuzluğu işleyecek ve yolsuzluk olaylarının üzerine gidecek” şeklinde maddeler bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, acil olarak nitelendirilen bu düzenlemelerin hiçbirinin yapılmadığını iddia etti. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Yolsuzluk olaylarının patladığı 17 Aralık’tan sonra Sivil Dayanışma Platformu diye bir platform gazetelerin arka sayfasına tam sayfa ilan verdi. Erdoğan’ın bir fotoğrafı, altında ‘sağlam irade’ yazıyor. Şimdi ben merak ediyorum; bu Sivil Dayanışma Platformu kimlerden oluşuyor? Ve bu parayı nereden buluyorlar? Eğer onlarda ahlak varsa, onlar gerçekten kendilerini bu ülkenin namuslu bir yurttaşı olarak görmek istiyorlarsa bu paraları nereden sağladıklarını çıkıp kamuoyu önünde açıklasınlar. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir başbakan yolsuzlukları, rüşveti savunur hale gelmiştir. Kendilerine Sivil Dayanışma Platformu denen grup kimlerden oluşuyor. Birisini söyleyeyim; Hak-İş. Buradan Hak-İş yetkililerine sesleniyorum; işçinin parası ile mi o ilanı verdin, yoksa kendi cebinden mi o parayı verdin? Çık millete söyle. Yeri gelince mangalda kül bırakmıyorsunuz. Bir siyasal iktidara destek verebilirsiniz, bunu anlayışla karşılayabilirim. Ama yolsuzluğa ve rüşvete bir sendika asla ve asla destek olamaz.”
“Memleketi rüşvet, yolsuzluk götürüyor”
Sayıştay raporlarının TBMM’ye gönderilmemesini de eleştiren ve iktidarın denetim mekanizmalarının çalışmasını engellediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, ”Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy veren bütün yurttaşlarıma sesleniyorum; sizi kandıran siyasal iktidara teslim olmayın. Onlardan birisi diyor ya ‘Biatsa biat sonuna kadar arkasındayım’, hırsızlığın sonuna kadar arkasında olan adama adam denmez bizim ülkede. Her yer rüşvet, her yer yolsuzluk, maalesef öyle” dedi.
“Konuşmak zorundasın”
Erdoğan’ın, 21 Aralık 2013′te “Yürütme olarak yargının karşısına dikiliriz” dediğini öne süren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Anayasanın 8. maddesi yürütme organını tanımlarken cumhurbaşkanından başlıyor. Sayın Cumhurbaşkanı’na soruyorum, yürütme olarak yargının karşısına dikiliriz sözüne katılıyor musunuz katılmıyor musunuz? Siz de yargının karşısına dikilecek misiniz dikilmeyecek misiniz? Dikilecekseniz eyvallah, dikilmeyecekseniz siz kalkıp ‘yargıya müdahale etmeyin’ diye konuşmak zorundasınız.
Senin en yakınındaki adam, ‘milli orduya kumpas kuruldu’ derken yüzün kızardı mı? Kendi milli ordusuna kumpas kuran, halkına da kumpas kurar. Senin yaptığın halkına kumpas kurmaktır. Bir söylediği ile diğer söylediği arasında 180 derece fark olan dünyada başka bir başbakan yoktur. Hayatımda bu kadar 180 derece farklı konuşan bir başbakan görmedim.”
“Rüşvet ve yolsuzluk konusunda da aynı duyarlılığı bekliyorum”
Özel Yetkili Mahkemelerin tümüyle kapatılmasını istediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bununla ilgili bir sürü görüşmeler yapılıyor. Hiç itirazım yok. Bir şeyi istiyorum. 80 Günde Devrialem’de varya Fiks’in tuzağı, Fiks’in oyununa gelmeyin. Yolsuzluk davalarını örtmeyeceksiniz, rüşvet ve yolsuzluk konusunda da aynı duyarlılığı bekliyorum.Başbakan’a açık ve net çağrı yapıyorum, yolsuzluklar nasıl önlenir? 11 maddelik çağrım var. Rüşvet ve yolsuzluklar konusunu dokunulmazlıklar dışına çıkarmak. Kamu İhale Yasası’nı AB standartlarına getirelim. Siyasi ahlak yasası çıkaralım. Siyasi Partiler Yasası’nı çıkaralım, siyasetin finansmanını şeffaf hale getirelim. Adli kolluk yasasını çıkaralım, yürütme organının yargı üzerindeki baskısını kaldıralım. Kamu harcamalarını TBMM adına denetleyen Sayıştay’ı daha güçlü hale getirelim, raporları bütçe görüşmeleri sırasında TBMM’ye gelsin. Ticari sır kavramını yeniden düzenleyelim, içtüzüğü değiştirelim, parlamento yolsuzluk, rüşvet konusunda araştırma komisyonu kuruyorsa kimse ticari sırrın arkasına saklanmasın. Parlamentoda kesin hesap komisyonu kuralım, kamu harcamalarını denetleyen kurum olsun, başkanı muhalefet partisinden olsun, iktidar muhalefete hesap versin. Yolsuzluk ve rüşvet konusunda dağınık bir mevzuatımız var, tümünü toparlayalım, çağdaş anlamda yolsuzlukla mücadele yasası çıkaralım. Gelir İdaresi Başkanlığı’nı özerk hale getirelim, vergi denetimini siyasi amaçla kullanmayalım. Sermaye Piyasası Kurulu, BDDK gibi kurumlar var, bu kurumları siyasetten arındıralım.Bunların bir kısmı kendisinin 2002′de yayınladığı demokratikleştirme raporunda da var. Gelin hep beraber yapalım. Türkiye’yi yolsuzluklardan arındıralım. Gelir mi? Gelmesi için ar damarının olması lazım.”
TBMM
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Grup toplantısına tahliye edilen CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay da ilk kez katıldı. Balbay salona gelişinde partililer tarafından alkışlar ve sloganlarla karşılandı.
AK Parti’nin iktidara geldiğinde Acil Eylem Planı hazırladığını, bu planda “Yolsuzluk ve usulsüzlük konusunda cezalar caydırıcı hale getirilecek, siyasetin finansmanı saydam hale getirilecek, mevzuattaki sır kavramı yeniden düzenlenecek, yolsuzluklar konusunda hükümet, kamu yönetimi, yargı, medya, sivil toplum, sağlıklı bir diyalogla yolsuzluğu işleyecek ve yolsuzluk olaylarının üzerine gidecek” şeklinde maddeler bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, acil olarak nitelendirilen bu düzenlemelerin hiçbirinin yapılmadığını iddia etti. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Yolsuzluk olaylarının patladığı 17 Aralık’tan sonra Sivil Dayanışma Platformu diye bir platform gazetelerin arka sayfasına tam sayfa ilan verdi. Erdoğan’ın bir fotoğrafı, altında ‘sağlam irade’ yazıyor. Şimdi ben merak ediyorum; bu Sivil Dayanışma Platformu kimlerden oluşuyor? Ve bu parayı nereden buluyorlar? Eğer onlarda ahlak varsa, onlar gerçekten kendilerini bu ülkenin namuslu bir yurttaşı olarak görmek istiyorlarsa bu paraları nereden sağladıklarını çıkıp kamuoyu önünde açıklasınlar. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir başbakan yolsuzlukları, rüşveti savunur hale gelmiştir. Kendilerine Sivil Dayanışma Platformu denen grup kimlerden oluşuyor. Birisini söyleyeyim; Hak-İş. Buradan Hak-İş yetkililerine sesleniyorum; işçinin parası ile mi o ilanı verdin, yoksa kendi cebinden mi o parayı verdin? Çık millete söyle. Yeri gelince mangalda kül bırakmıyorsunuz. Bir siyasal iktidara destek verebilirsiniz, bunu anlayışla karşılayabilirim. Ama yolsuzluğa ve rüşvete bir sendika asla ve asla destek olamaz.”
“Memleketi rüşvet, yolsuzluk götürüyor”
Sayıştay raporlarının TBMM’ye gönderilmemesini de eleştiren ve iktidarın denetim mekanizmalarının çalışmasını engellediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, ”Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy veren bütün yurttaşlarıma sesleniyorum; sizi kandıran siyasal iktidara teslim olmayın. Onlardan birisi diyor ya ‘Biatsa biat sonuna kadar arkasındayım’, hırsızlığın sonuna kadar arkasında olan adama adam denmez bizim ülkede. Her yer rüşvet, her yer yolsuzluk, maalesef öyle” dedi.
“Konuşmak zorundasın”
Erdoğan’ın, 21 Aralık 2013′te “Yürütme olarak yargının karşısına dikiliriz” dediğini öne süren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Anayasanın 8. maddesi yürütme organını tanımlarken cumhurbaşkanından başlıyor. Sayın Cumhurbaşkanı’na soruyorum, yürütme olarak yargının karşısına dikiliriz sözüne katılıyor musunuz katılmıyor musunuz? Siz de yargının karşısına dikilecek misiniz dikilmeyecek misiniz? Dikilecekseniz eyvallah, dikilmeyecekseniz siz kalkıp ‘yargıya müdahale etmeyin’ diye konuşmak zorundasınız.
Senin en yakınındaki adam, ‘milli orduya kumpas kuruldu’ derken yüzün kızardı mı? Kendi milli ordusuna kumpas kuran, halkına da kumpas kurar. Senin yaptığın halkına kumpas kurmaktır. Bir söylediği ile diğer söylediği arasında 180 derece fark olan dünyada başka bir başbakan yoktur. Hayatımda bu kadar 180 derece farklı konuşan bir başbakan görmedim.”
“Rüşvet ve yolsuzluk konusunda da aynı duyarlılığı bekliyorum”
Özel Yetkili Mahkemelerin tümüyle kapatılmasını istediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bununla ilgili bir sürü görüşmeler yapılıyor. Hiç itirazım yok. Bir şeyi istiyorum. 80 Günde Devrialem’de varya Fiks’in tuzağı, Fiks’in oyununa gelmeyin. Yolsuzluk davalarını örtmeyeceksiniz, rüşvet ve yolsuzluk konusunda da aynı duyarlılığı bekliyorum.
Başbakan’a açık ve net çağrı yapıyorum, yolsuzluklar nasıl önlenir? 11 maddelik çağrım var. Rüşvet ve yolsuzluklar konusunu dokunulmazlıklar dışına çıkarmak. Kamu İhale Yasası’nı AB standartlarına getirelim. Siyasi ahlak yasası çıkaralım. Siyasi Partiler Yasası’nı çıkaralım, siyasetin finansmanını şeffaf hale getirelim. Adli kolluk yasasını çıkaralım, yürütme organının yargı üzerindeki baskısını kaldıralım. Kamu harcamalarını TBMM adına denetleyen Sayıştay’ı daha güçlü hale getirelim, raporları bütçe görüşmeleri sırasında TBMM’ye gelsin. Ticari sır kavramını yeniden düzenleyelim, içtüzüğü değiştirelim, parlamento yolsuzluk, rüşvet konusunda araştırma komisyonu kuruyorsa kimse ticari sırrın arkasına saklanmasın. Parlamentoda kesin hesap komisyonu kuralım, kamu harcamalarını denetleyen kurum olsun, başkanı muhalefet partisinden olsun, iktidar muhalefete hesap versin. Yolsuzluk ve rüşvet konusunda dağınık bir mevzuatımız var, tümünü toparlayalım, çağdaş anlamda yolsuzlukla mücadele yasası çıkaralım. Gelir İdaresi Başkanlığı’nı özerk hale getirelim, vergi denetimini siyasi amaçla kullanmayalım. Sermaye Piyasası Kurulu, BDDK gibi kurumlar var, bu kurumları siyasetten arındıralım.
Bunların bir kısmı kendisinin 2002′de yayınladığı demokratikleştirme raporunda da var. Gelin hep beraber yapalım. Türkiye’yi yolsuzluklardan arındıralım. Gelir mi? Gelmesi için ar damarının olması lazım.”