TBMM Başkanı Çiçek, “Herkesin yargıyla ilgili işlerde daha dikkatli olmaları gerekir ama bunların başında da en evvel yargının kendisinin bu hassasiyeti göstermesi gerekir” dedi.
TRABZON
İş adamı İskender Önal’ın kızı Elif Melek Önal ile İbrahim Yılmaz’ın nikah törenine katılmak için Trabzon’a gelen TBMM Başkanı Cemil Çiçek’i, Trabzon Hava Limanında Trabzon Valisi Abdil Celil Öz, Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Emniyet Müdürü Ertan Yavaş, AK Parti Trabzon Milletvekili Faruk Nafiz Özak, eski milletvekili Kemalettin Göktaş karşıladı.
Çiçek ve beraberindekiler, daha sonra Akçaabat ilçesindeki bir restoranda yemekte bir araya geldi.
Çiçek, yemek öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada, Trabzon’a özel bir ziyaret için geldiğini, bir dostunun kızının nikah törenine katıldıktan sonra döneceğini ifade etti.
Bir gazetecinin “Dün Anayasa’nın 138. maddesinin ortadan kalktığına ilişkin açıklamanız oldu. Bu bağlamda Türkiye Barolar Birliği Başkanı dün Cumhurbaşkanı ile görüştü, bugün de Başbakan ile görüşecek. Bu ziyaretleri nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusu üzerine Türkiye Barolar Birliğinin önemli bir meslek kuruluşu olduğunu belirterek, ”Son zamanlarda en çok tartıştığımız konu da hukuk alanıyla yargıyla yargı uygulamalarıyla ilgili. Dolayısıyla Sayın Başkan zannediyorum bu konularla ilgili düşüncelerini, taleplerini, beklentilerini ifade etmek üzere bu ziyaretleri gerçekleştiriyor” diye konuştu.
Son zamanlarda yargının işleyişiyle ilgili bir kısım tartışmaları üzülerek yaşadıklarını dile getiren Çiçek, şöyle devam etti:
“Çünkü yargıya güven, devlete güvendir. Yargıya güven azalırsa bu, toplum hayatında çok ciddi sıkıntıları da beraberinde getirir. Onun için herkesin yargıyla ilgili iş ve işlemlerde daha dikkatli olmaları gerekir ama bunların başında da en evvel yargının kendisinin bu hassasiyeti göstermesi gerekir. Geçmişte de bu konulara hep dikkat çekmeye, yapılan yanlışlıkları ifade etmeye çalıştım. Evvela şunu söyleyeyim. Hiçbir demokratik ülkede yargı kurumları bildiri yayınlamaz. Maalesef bizim yargımızın zaman zaman, yüksek yargı bunu geçmişte yaptı, sık sık bildiri yayınlar. Son zamanlarda da bir savcı kendisi bildiri yayınladı, üstelik bunu da dağıttı. Dolayısıyla bu demokratik ülkede, hukukun işlediği bir ülkede kabul edilecek hususlar değildir. Siz bu yolları tercih ederseniz o zaman yargının tümünü tartışmalı hale getirirsiniz. Zaten yeteri kadar yargı tartışılıyor. Buna ilave gerekçeleri de siz vermiş olursunuz.”
HSYK’nın bildiri yayınlaması doğru değil
Çiçek, yargı organlarının, kurumlarının ne bildiri yayınlamasını ne de dağıtmasını asla doğru bulmadığını ifade ederek, şunları söyledi:
“Yargı organının temsilcileri var, icap ediyorsa gerek duyuyorsa o bir açıklama yapar ama böyle koro halinde başkanlar, savcılar bildiri yayınlamaya kalkarsa bu Türkiye ile ilgili hem iyi bir imaj oluşturmaz hem de verilen kararların kamu vicdanında makes bulması bakımından ciddi sıkıntılar çıkarır. Çünkü verilen kararları tasvip eden olduğu kadar tasvip etmeyen de olur. Evvela söylemek istediğim husus budur.
İkincisi ise aynı şekilde yargıyı yürütmekle görevli olan HSYK’nın da bildiri yayınlaması bence doğru değildir. Üstelik dava açıldıktan sonra yargıya müdahale anlamına gelir. Ben de baştan beri bundan şikayet ediyorum. Bir konuyla ilgili soruşturma başladığı andan itibaren yargılama süreci başlamıştır. Soruşturma belli bir süre sonra kovuşturmaya dönecek, dönüşecek, bununla ilgili de hem Ceza Muhakemesi Kanunu’nda hem Ceza Kanunu’nda ilgili hükümler var. Bu hükümlerden evvel yargının kendisi uyacaktır. Yargının kendisi uymazsa o zaman başkalarının bu manadaki demeçlerine, bir kısım açıklamalarına da kapı aralanmış olur.”
“Siyasetçinin en büyük enstrümanı dilidir, başının belası da dilidir”
TBMM Başkanı Çiçek, bir gazetecinin, “Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın milletvekillerine yönelik twitter’ı fazla kullanmalarına ilişkin eleştirisi olmuştu. Ayrıca bir kişi hem milletvekili hem de danışman olmamalı diye bazı milletvekillerine eleştiri getirmişti. Siz bu duruma nasıl bakıyorsunuz” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Bir arkadaşımızın beyanını yorumlamak konumum itibarıyla da doğru değil, zaten doğru da değil ancak toplum önünde görev yapanların ki bunlar bakan olur, milletvekili olur, sıfat sahibi bir başkası olabilir, bunların açıklamalarına dikkat etmesi gerekir.
Daha evvel de söyledim, siyasetçinin en büyük enstrümanı dilidir, başının belası da dilidir. Herkes dilini düzgün kullansın, başını belaya sokmasın.”
TRABZON
İş adamı İskender Önal’ın kızı Elif Melek Önal ile İbrahim Yılmaz’ın nikah törenine katılmak için Trabzon’a gelen TBMM Başkanı Cemil Çiçek’i, Trabzon Hava Limanında Trabzon Valisi Abdil Celil Öz, Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Emniyet Müdürü Ertan Yavaş, AK Parti Trabzon Milletvekili Faruk Nafiz Özak, eski milletvekili Kemalettin Göktaş karşıladı.
Çiçek ve beraberindekiler, daha sonra Akçaabat ilçesindeki bir restoranda yemekte bir araya geldi.
Çiçek, yemek öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada, Trabzon’a özel bir ziyaret için geldiğini, bir dostunun kızının nikah törenine katıldıktan sonra döneceğini ifade etti.
Bir gazetecinin “Dün Anayasa’nın 138. maddesinin ortadan kalktığına ilişkin açıklamanız oldu. Bu bağlamda Türkiye Barolar Birliği Başkanı dün Cumhurbaşkanı ile görüştü, bugün de Başbakan ile görüşecek. Bu ziyaretleri nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusu üzerine Türkiye Barolar Birliğinin önemli bir meslek kuruluşu olduğunu belirterek, ”Son zamanlarda en çok tartıştığımız konu da hukuk alanıyla yargıyla yargı uygulamalarıyla ilgili. Dolayısıyla Sayın Başkan zannediyorum bu konularla ilgili düşüncelerini, taleplerini, beklentilerini ifade etmek üzere bu ziyaretleri gerçekleştiriyor” diye konuştu.
Son zamanlarda yargının işleyişiyle ilgili bir kısım tartışmaları üzülerek yaşadıklarını dile getiren Çiçek, şöyle devam etti:
“Çünkü yargıya güven, devlete güvendir. Yargıya güven azalırsa bu, toplum hayatında çok ciddi sıkıntıları da beraberinde getirir. Onun için herkesin yargıyla ilgili iş ve işlemlerde daha dikkatli olmaları gerekir ama bunların başında da en evvel yargının kendisinin bu hassasiyeti göstermesi gerekir. Geçmişte de bu konulara hep dikkat çekmeye, yapılan yanlışlıkları ifade etmeye çalıştım. Evvela şunu söyleyeyim. Hiçbir demokratik ülkede yargı kurumları bildiri yayınlamaz. Maalesef bizim yargımızın zaman zaman, yüksek yargı bunu geçmişte yaptı, sık sık bildiri yayınlar. Son zamanlarda da bir savcı kendisi bildiri yayınladı, üstelik bunu da dağıttı. Dolayısıyla bu demokratik ülkede, hukukun işlediği bir ülkede kabul edilecek hususlar değildir. Siz bu yolları tercih ederseniz o zaman yargının tümünü tartışmalı hale getirirsiniz. Zaten yeteri kadar yargı tartışılıyor. Buna ilave gerekçeleri de siz vermiş olursunuz.”
HSYK’nın bildiri yayınlaması doğru değil
Çiçek, yargı organlarının, kurumlarının ne bildiri yayınlamasını ne de dağıtmasını asla doğru bulmadığını ifade ederek, şunları söyledi:
“Yargı organının temsilcileri var, icap ediyorsa gerek duyuyorsa o bir açıklama yapar ama böyle koro halinde başkanlar, savcılar bildiri yayınlamaya kalkarsa bu Türkiye ile ilgili hem iyi bir imaj oluşturmaz hem de verilen kararların kamu vicdanında makes bulması bakımından ciddi sıkıntılar çıkarır. Çünkü verilen kararları tasvip eden olduğu kadar tasvip etmeyen de olur. Evvela söylemek istediğim husus budur.
İkincisi ise aynı şekilde yargıyı yürütmekle görevli olan HSYK’nın da bildiri yayınlaması bence doğru değildir. Üstelik dava açıldıktan sonra yargıya müdahale anlamına gelir. Ben de baştan beri bundan şikayet ediyorum. Bir konuyla ilgili soruşturma başladığı andan itibaren yargılama süreci başlamıştır. Soruşturma belli bir süre sonra kovuşturmaya dönecek, dönüşecek, bununla ilgili de hem Ceza Muhakemesi Kanunu’nda hem Ceza Kanunu’nda ilgili hükümler var. Bu hükümlerden evvel yargının kendisi uyacaktır. Yargının kendisi uymazsa o zaman başkalarının bu manadaki demeçlerine, bir kısım açıklamalarına da kapı aralanmış olur.”
“Siyasetçinin en büyük enstrümanı dilidir, başının belası da dilidir”
TBMM Başkanı Çiçek, bir gazetecinin, “Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın milletvekillerine yönelik twitter’ı fazla kullanmalarına ilişkin eleştirisi olmuştu. Ayrıca bir kişi hem milletvekili hem de danışman olmamalı diye bazı milletvekillerine eleştiri getirmişti. Siz bu duruma nasıl bakıyorsunuz” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Bir arkadaşımızın beyanını yorumlamak konumum itibarıyla da doğru değil, zaten doğru da değil ancak toplum önünde görev yapanların ki bunlar bakan olur, milletvekili olur, sıfat sahibi bir başkası olabilir, bunların açıklamalarına dikkat etmesi gerekir.
Daha evvel de söyledim, siyasetçinin en büyük enstrümanı dilidir, başının belası da dilidir. Herkes dilini düzgün kullansın, başını belaya sokmasın.”