Cumhurbaşkanı Gül, “Türkiye birçok alanda köklü reformlar yaparken, eğitimde, özellikle üniversite alanındaki köklü reformun da süresini geciktirmemelidir” dedi.
KAYSERİ
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Abdullah Gül Üniversitesi Yabancı Diller Okulu’nun 2013-2014 Akademik Yılı Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmaya, adını taşıyan üniversitede bulunmaktan onur duyduğunu belirterek başladı. Üniversitenin kuruluş aşamasında titiz çalışmalar yapıldığını, zaman zaman kendisinin de bu çalışmalara katıldığını belirten Cumhurbaşkanı Gül, “Bir işin temeli sağlam olursa yığınakta hata yapılmazsa askerlerin deyimiyle sonu da iyi gelir. Onun için temelde, esasta, harcanan bütün bu vakit, bütün enerji çok değerlidir. Bu üniversitenin bunu, en iyi şekilde yaptığını gördüm, mutlu oldum. Ortaya koyduğunuz vizyon ve hedeflere en iyi şekilde ulaşacağınızdan da eminim” diye konuştu.
Bir ülkenin kalkınması ve gelişmesi için beşeri sermayeye ihtiyaç olduğuna işaret eden Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:”Beşeri sermayesi olan ülkeler geçmişte yok olmuşlardır, ama beşeri sermaye sayesinde ülkelerini tekrar dünyanın en ileri ülkeleri haline getirmişlerdir. Bu ülkeleri hepimiz yakinen biliyoruz. Dolayısıyla hiçbir şeyden kaçınılmayacak, öncelik verilecek, her şeyin önceliği olacak şey beşeri sermayeyi gerçekten sermaye haline getirebilmek için eğitimdir. Kendi ailelerimizde en küçük birim olarak aldığımızda da böyledir. Kendi çocuklarımızı okutmak için her türlü fedakarlığa nasıl katlandığımız ortadadır. Anne baba beraber çalışır, maaşlarını çocuklarının daha iyi tahsil yapması için verdikleri apaçık ortadadır.”
Bütçenin büyük kısmı eğitimeGül, ülke olarak ve devleti yönetenler olarak bunun bilincinde oldukları için 2003 yılından bu yana Türkiye’nin bütçesinin en büyük kısmının eğitime ayrıldığının altını çizerek, ”Eğitim ilkokul öncesinden başlayıp üniversite sonrasına kadar çok geniş bir yelpazedir. Eğitimi ne kadar doğru yaparsak eğitimin hakkını ne kadar verirsek, eğitimde geçen süreyi herkes zamanla değil, orada eğittiğimiz çocuklara verdiğimiz vasıflarla ölçersek o kadar başarılı olmuş oluruz. Yoksa okullarımızda yıllarını tüketen nesiller olur. Onun için biraz önce Rektör Bey’in söylediği hususu tekrarlarım. Binalar muhakkak ki önemli. Ama binalardan daha önemli olan o üniversitenin içinde ne olup bittiğidir. Bunu üniversitenin bilgisayar bölümü de olduğuna göre hardware dediğimiz, bilgisayarın dışı yarım kilo, ne kadar para eder ortada. Ama onun esas software’i, içidir esas olan, büyük para eden şey, büyük değer. İşte üniversiteyi ve eğitimi böyle görmek gerekir” diye konuştu.
“Eğitim ve üniversite alanındaki köklü reform geciktirilmemeli”Bu yönde çok çalışmalar yapıldığını ancak bunların henüz hayata geçmediğini vurgulayan Gül, “Türkiye bir çok alanda köklü reformlar yaparken, eğitimde özellikle üniversite alanındaki köklü reformun da süresini geciktirmemelidir. Bu uğurda gerek Yükseköğretim Kurulu, gerek üniversite ve nihayette TBMM’ye ve hükümetimize çok iş düşmektedir. İnanıyorum ki sıra artık ona gelmiştir” dedi.
“Yabancı öğretim üyesi ve öğrenciyi teşvik edelim”
Bütün üniversitelerin rekabetçi, özgüveni ve karakteri çok sağlam, vatan sevgisi çok güçlü olan ama aynı zamanda dünyaya açık, gerektiğinde her şeyi sorgulayabilen ve konuşabilen, başkalarını dinleyebilen, diyalalog kurabilen, başka kültürlere açık, başka ırklara, başka ülkelerin ne yaptığını takip edebilen bir ortam oluşturulması gerekliliğini dile getiren Gül, “Onun için bilhassa açılışlarda sık sık söylerim, Yükseköğretim Kurulu ile bir araya geldiğimde söylerim. Yabancı öğrenci ve yabancı öğretim üyesi getirmekten de çekinmeyin. Tam tersine teşvik edelim. O açıdan yabancı öğrenci alma kısıtlamasının kaldırılmasını ve her üniversitenin artık kendi kendine öğrenci alıyor olmasını da Türkiye’ye çok büyük bir katkı olarak görürüm” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından “AGÜ Hatırası” yazılı pano önünde, Cumhurbaşkanı Gül ve eşi Hayrünnisa Gül, öğrencilerle fotoğraf çektirdi.
Tören öncesinde derslikleri, kütüphaneyi gezen Cumhurbaşkanı Gül, törenin ardından da inşaatı süren bölümlerde incelemelerde bulundu.Cumhurbaşkanı Gül’e, Abdullah Gül Üniversitesi Yerleşkesi Sunumu da yapıldı. Sunum, basına kapalı gerçekleşti.
Bu arada törende, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası tarafından Cumhurbaşkanı Gül’ün isteği üzerine yeniden düzenlenen İstiklal Marşı kaydı, Gül’ün bulunduğu bir tören sırasında ilk kez çalındı.
“12 kişilik odalarda kalmıştım”
Cumhurbaşkanı Gül, Sümer Kampüsü’ne gelişinde yurtları gezdi ve öğrencilerle sohbet toplantısında bir araya geldi. Basının görüntü aldığı sırada konuşan Gül, öğrencilerin AGÜ’yü seçmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Üniversiteyi kuranların üstlendikleri büyük sorumluluğun bilincinde olduklarını, şimdi bu sorumluluğun öğrencilere geçtiğini kaydeden Gül, “İmkanlardan sonuna kadar faydalanacak, yeni imkanlar için şartları zorlayacaksınız. Bu üniversitenin kurulmasının hedefi, amacı sizi dünyanın her yerinde çalışabilir şekilde yetiştirmek” ifadelerini kullandı.Yurtların şartlarının da çok iyi olduğunu belirten Gül, “Ben üniversitede okurken 12 kişilik odada kalmıştım. Yurt dışındaki üniversitelerin yurtları da böyle değil” dedi.Gül’ün bu sözleri üzerine Rektör Prof. Dr. İhsan Sabuncuoğlu’nun “Yurt dışındaki üniversitelerde 2 bin dolar verseler böyle odalarda kalamazlar” sözleri, salonda gülüşmelere neden oldu.
Gül Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın konserini izledi
Cumhurbaşkanı Gül, tarihi Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Kervansarayı’nda Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın konserini izledi. Piyanist İdil Biret ve keman virtüözü Cihat Aşkın’ın solist olarak yer aldığı konserde, aralarında Kayseri türküsü “Gesi Bağları”nın da bulunduğu dört türkü ilk kez senfonik düzenlemeyle seslendirildi. Cumhurbaşkanı Gül ve eşi Hayrünnisa Gül, kervansarayın bulunduğu İncesu ilçesine gelişlerinde vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılandı. Gül, kervansaray önünde kendini bekleyen vatandaşlarla selamlaştı. Bu arada konserde, CSO tarafından yeniden düzenlenen İstiklal Marşı ilk kez canlı olarak çalındı.Cumhurbaşkanı Gül, şehir merkezine dönerken İncesu ilçesinde bulunan, bir bankaya hizmet veren ve bin 500 kişinin istihdam edildiği çağrı merkezini de ziyaret ederek çalışanlarla görüştü.