Ankara
13.
Ağır Ceza Mahkemesi
, Altındağ Nüfus Müdürü Abdulmacit Baskın cinayetiyle ilgili iddianameyi kabul etti. İddianamenin bir numaralı şüphelisi ise dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar oldu. Ağar, bu soruşturmada ‘şüpheli’ olması nedeniyle yararlanmakta olduğu Denetimli Serbestlik hakkını kaybetti.
Ankara Başsavcıvekilliği, 30 Eylül 1993 tarihinde öldürülen Altındağ Nüfus Müdürü Abdulmacit Baskın’la ilgili iddianameyi tamamladı. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi de iddianameyi kabul etti. 12 şüphelinin bulunduğu iddianamede dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar bir numaralı şüpheli olarak yer aldı. İddianamede, şüphelilere ‘Cürüm işlemek için oluşturulan silahlı teşekkülün faaliyeti kapsamında adam öldürmek, adam öldürmeye iştirak’ suçlarından müebbet talep edildi. Mehmet Ağar, İbrahim Şahin ve Korkut Eken’in suç işlemek amacıyla ‘silahlı teşekkül oluşturdukları ve yöneticiliğini yaptıkları’ belirtildi. Şüpheli Özel Harekâtçı polisler Ayhan Çarkın, Ziya Bandırmalıoğlu ve Ercan Ersoy’un ‘suç örgütüne üye’ oldukları, Seyfettin Lap, Ahmet Demirel, Ayhan Özkan, Uğur Şahin ve Alper Tekdemir’in de ‘suç örgütüyle birlikte hareket ettikleri’ kaydedildi.
Özel ekip oluşturdular
İddianamede, Ağar’ın Emniyet Genel Müdürlüğü görevine atandıktan sonra İbrahim Şahin’i Özel Harekât Daire Başkanvekilliği’ne getirdiği, ardından Mehmet Korkut Eken’i de müşavir olarak aldığı anlatıldı. İddianamede Şahin’in de kendisine yakın polis memurlarından özel bir ekip oluşturduğu belirtilerek şöyle denildi: “Ağar’ın şüpheli Ayhan Çarkın’ın ifadesinde belirttiği üzere, oluşturulan ekibin yaptıkları her eylemden haberi olduğu, bu özel ekibin eylemleri ile ilgili olarak İbrahim Şahin’in diğer şüphelilere ‘Bunlar devletin bekası ile ilgili işler’ dediği, bölücü örgütlere yardım ve yataklık yapanlarla ilgili bir listeden bahsettiği,
terörle mücadele
için bunların bertaraf edilmesi gerektiğini söylemiştir.”
İddianamede Mehmet Ağar’ın Abdulmecit Baskın cinayetinden haberdar olduğu da belirtilerek “Baskın’ı öldürmek için Ağar ve Eken’in bilgisi dahilinde, Şahin’in talimatı üzerine Çarkın, Bandırmalıoğlu, Ersoy, Akça, Lap, Demirel, Özkan, Şahin ve Tekdemir’in Baskın’ı kaçırdıkları ve jandarma kriminal raporunda belirtildiği şekilde iki silahtan ikişer kurşun sıkılarak Ayhan Akça ve Ziya Bandırmalıoğlu tarafından öldürüldüğü anlaşılmıştır” denildi.
Bir de gizli tanık
İddianamede yaptığı itiraflarla soruşturmanın başlamasına sebep olan Ayhan Çarkın’ın savcılığa verdiği ifadeler de yer aldı. Soruşturma kapsamında bir gizli tanık bulunduğu da anlaşıldı. 2 Ocak 2011 tarihinde dinlenen gizli tanık ‘Ayışığı’ şunları anlattı: “Ercan Ersoy bana Abdülmecit Baskın’ın o dönem
PKK
üyelerine sahte kimlik verdiğini, bu sebepten Özel Harekât polisleri tarafından öldürüldüğünü, kendi üstlerinin bu cinayetlerden haberinin olduğunu ifade etti.”
Ağar’ın bu soruşturmaya şüpheli olarak dahil edilmesi, kendisine yine cezaevi yolunu açacak. Ağar, Susurluk davasında 5 yıl ceza almış, ancak 3. Yargı Paketi kapsamında nisan ayında tahliye edilmişti. Yaklaşık 2 yıl cezaevinde kalması gerekirken 1 yıl 4 gün hapiste kalan Ağar, Denetimli Serbestlik uygulamasıyla serbest kalmıştı. Muğla İnfaz Hâkimliği, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a göre Ağar’ın bu haktan yararlanma imkânını kaldırdı.
‘İtiraz edeceğiz’
Radikal’e konuşan Ağar’ın avukatı Abdulkadir Toluç, kararın tebliğ edilmediğine vurgu yaparak “İtiraz hakkımızı kullanırız. Çünkü karar AİHM ve anayasaya aykırı” dedi.