admin | 06 Mart 2013 | Güncel, İzmir, Manşet
İZMİR – İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Kültür Spor Daire Başkanlığı tarafından Çiğli Belediyesi Konferans Salonunda bir söyleşi düzenlendi.
Söyleşiye İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Galip Akhan, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcısı Celal Kocabaş, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Atilla Acar, Kuzey Kamu Hastane Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Nuri Dilek, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Gökçe, Genel Sekreter Gülten Gültekin, Genel Sekreter Yardımcısı Nihat Sabuncular, Hukuk Müşaviri Fatma Gülmezoğlu ve öğrenciler katıldı
Etkinliğin açış konuşmasını yapan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr Galip Akhan, tarihin, bir devletin yıkılışını, bir antlaşmanın şartlarını ya da bir hükümdarın ölümünü anlatan hikâyeler toplamı olmadığını vurgulayarak, “Tarih olaylar ve sonuçlarından gerekli dersleri çıkartmayı, benzer hataları tekrarlanmaması gerektiğini ifade etmelidir. Tarih sadece ders almayanlar için tekerrürden ibarettir. Tarihten alacağımız derslerle günlük süreçlerdeki olayları daha iyi yorumlayabiliriz. Bir olay karşısında tarih ne demiş deyip durup bakmamız gerekiyor. Bunun ilimdeki karşılığı literatürdür” diye konuştu.
Tarihçi-Yazar Turan Şahin ise, sunumunda Osmanlının batı kültürleriyle etkileşime geçtiği andan itibaren kıyasa, bu kıyasın ise taleplere dönüştüğünü belirterek, ” Osmanlı Devleti, Batı kültürüyle etkileşimi neticesinde sahip olduğu coğrafyada, gördüklerini yapabilecekleriyle kıyaslamaya başlar. Bu kıyas zamanla talebe dönüşür. Örneğin bir Ayasofya, ‘Neden biz bunun daha iyisini yapamayız’ sorusunun talebine dönüşmüştür. Mimar Sinan’ın 477 eseri vardır ve her biri birbirinden farklıdır. İşte bu talepler noktasında projeler farklılaşmaya, serpilmeye başlar” diye konuştu.
Leonardo Da Vinci’nin 1503 tarihli Haliç’e İstanbul’un iki yakasını birleştirecek bir köprü yapma projesini hatırlatan Şahin, “Osmanlı son dönemlerinde ‘çöktü’ denildiği zamanlarda bile dış yatırımcıların ilgisini çekebilmiştir. 1917 tarihinde Osmanlının kayıp projeleri de sonlanmış oluyor. Son olarak İstanbul’a tüp geçidi yapması projesi gündeme geliyor. Özellikle tünel projesinin yüzlerce alternatifi Osmanlıya sunulmuştur. Yapılan tüm projelerin ortak yanı çok masraflı projeler olmasının yanında, yaptırılması için güçlü bir irade olmasıdır. Osmanlıya sunulan imtiyaz sözleşmeleri bugünkü yap-işlet-devret mantığıyla aynıdır” dedi.
“Projelerin unutturulması ya da unutulması bize 100 yıl kaybettirmiştir”
Önerilen projelerde Osmanlı Devletinin birçok hakka sahip olduğunu ve bazı tarihçilerin devleti peşkeş çektiler mantığının yanlış olduğunu vurgulayan Şahin, “Osmanlı Devleti geçiş fiyatlarını belirleme, istediği oranda vergi alma, kurulacak ortaklıklarda ise yüzde 40 paya sahiptir. Bazı tarihçilerin böyle bir sözleşmeyi imzalamak devleti peşkeş çekmektir anlayışı yanlıştır. Bu projeler sözleşme aşamasına gelmişse birçok ilgili kuruldan geçmiş, ciddiye alınmıştır. Tünelde de, tüp geçitte de, köprüde de bu böyledir. Dünyanın en pahalı projeleri olarak adlandırılan bu projelerin unutturulması ya da unutulması bize 100 yıl kaybettirmiştir ” şeklinde konuştu.
Tarih sunumunun ardından hafıza teknikleriyle ilgili interaktif bir sunum yapan NLP Uzmanı Ziya Baran’ın konuşması, konuklar tarafından ilgiyle dinlendi.
(Yunus Şani – İLKHA)