*NEDEN BİZ BÖYLE OLDUK? * (Kimse yok mu?)
*NEDEN BİZ BÖYLE OLDUK? * (Kimse yok mu?)
Hayatın çarkına öyle kapıldık gidiyoruz ki tutabilene aşk olsun. Neyi paylaşmadık şu yalan dünya da? Neden böyle olduk bu evrende? Nasıl yaşıyoruz bu âlemde? Bunlar bizim hayatımızın sorulması gereken en önemli unsurlardır!
Hayat bir varmış bir yokmuş. Bir zamanlar biri yaşardı, ama nasıl yaşardı ve şimdi nasıl anıldı? Bunlar değil mi önemli olan? Yaşadığımız dünyayı ellerimizle kirlettik, yok ettik yarınları! Yok, ettik umutları! Yok, ettik geleceğimiz, umudumuz fidanları nesilleri! Kendi egolarımız, hırslarımız yüzünden kardeş kardeşin gözünü oyduk! Daha da ileri giderek, öldürdük yavrularımızı, ellerimizle gelecek yarınlarını yok ederek…
Dünya bize babamızın tapulu malı imiş gibi kafamızın estiğini yaparak, Yaktık! Yıktık! Harap ettik! Talan ettik! Koltuk kavasına düştük! İktidarlık peşinde hep üstlerde olmak, hep kendimizi üstün görmek için, alttakileri ezdik yalanlarla vaatlerle…
İnsanlığımızı unutarak, bu ömrün bize emanet olduğunu, vakti geldiğinde bu dünyadan göçeceğimiz ve Hakkın huzurunda nasıl hesap vereceğimizi unuttuk… Onun adaletinin ne kadar adil olduğunu yalancı şahitlere sahte ya da montaj iddia edilen, kayıtların orada gerçek, montaj mı? Ortaya çıkacağını düşünmedik düşünemiyoruz!
Bize neler oluyor? Biz ki Atalarımızın ne kadar soylu asil hoşgörülü, yardımsever, merhametli bir milletin evlatlarıydık. Nedenlerini bile bilmeden hep birilerini suçlar olduk suçumuzu örtbas etmek için, üstünlük tasladık kimliğimizi değerlerimizi insanlığımızı unuttuk! Öyle galeyana gelir olduk ki, her şey bir bahane olmaya başladı. Elbette, bunlar ülkemizde yaşadığımız olumsuzlar ve devletini yöneten iktidar ve muhalefetin uzlaştırıcı değil kışkırtıcı halkına çıkmaması ve kendi koltuk sevdaları uğruna yaşanan onların vebalidir…
Son yaşanan Berkin Elvan ve diğerlerinin ölümü ile sonuçlanan olayların ve polislerimizi halkla karşı karşıya koyan, hep onların kendi egoları iktidar kavgaları yüzündendir. Seçim meydanlarında, bin bir vaatlerle halkın oyları ile iktidarda olduktan sonra halkı unutup kendi çıkarlarını ve yandaşlarını gözeten lider oluyorlar. Halkın yine hep aynı sıkıntıyı hayat şartlarında, yine ekmek parası yüzünden, sokaklara dökülen eylemler yapıyor olacaklardır. Seçim meydanlarında ya da kapı kapı dolaşarak, oy peşine düşenler halkın sıkıntıları ancak bu günlerde, seçim derdine düştüklerinde soruyorlar. Sanki gerçekleştirecekmiş gibi söz veren ama kazandıklarında, üç maymunları oynuyorlar. “Görmedik, duymadım bilmiyorum!” Diyecekler. Bir sıkıntın olduğunda dile getirdiğinde, kapıyı yüzüne kapatacaklardır. Bir daha ki seçimlere kadar, hep böyle bunlar yaşanılacaktır. Sen ezilirken onlar malı götürecekler, yandaşları ile birlikte servetine servet katacaklardır. Sanki baba mirası gibi, tapulu malı gibi bizden aldıkları oylar ve vergilerimizle bizimle alay edercesine…
İktidar ve muhalefet hep kendi sevdaları hayali koltuk iktidarı peşinde koşarken, unuttukları bir şey daha vardı o da Türk ordusunun bel kemiği Assubayların sorunlarını yıllardır hep göz ardı yaptılar! Onlar koltuklarında rahat otururken, kavgalarını yaparken, halkı kandırmaya devam ederken hiç düşünmediler! Seslerini duymadılar! Yıllarca dağlarda, denizlerde, gökyüzünde vatanın bütünlüğü için nöbet tutan Assubaylarımızın geldiği nokta ölüm orucu tutmakta oldu.
Seslerini duyurmak, özlük haklarını ve vaat edilen tazminatlarını alabilmek için, tam 10 gündür evlerinden, çocuklarından ayrıldılar. Yurdun her köşesinde ölüm orucu tutmaya başladılar kendi canları feda etmek pahasına… Yazık değil mi bu kadar Astsubaylarımızı üzmeye onları bu duruma getirmeye Türk ordusunun bel kemiği olan Assubaylar bu günleri demi yaşayacaktı. 15 Mart 2014. Saat: 10.30 de,yurdun dört bir köşesinden Ankara’ya akın akın sel gibi geliyorlar sıkıntıları dertlerini atlatmak ve ölüm orucundaki meslektaşlarımıza destek olmak için Atasına şikayet etmek için… Peki, Genel Kurmay Başkanı yine derin uykuda yine görmezler, duymazlar oynamaya devam ediyor. Yazık! Çok yazık!
Ama artık halkımızın bazı şeyleri bilmesi gerekiyor! Kendinin ne kadar değerli, bir oyun hayatının nasıl değiştireceğini, yoğurdu üfleyerek yiyeceğini, oyunun çok değerli olduğunu bilmesi lazım.
Söz konusu benim ve çocuklarımın geleceği diyorsanız çok titiz ve dikkatli olmakta yarar var. Bu yüzden kimlere oy vereceğinizi milli değerlerimize ordumuza sahip çıkılacağını oylarımızla göstermeliyiz…
Vatanı seven herkes bunu vazife bilerek sorumluğunu yerine getirmek zorundadır. Bu sese kulak verin! Assubaylarımızın ölüm orucunda…
Saygılarımla… Zeynep BATIMOR
YORUMLAR
BENZER HABERLER
KÖŞE YAZARLARI
Tüm Yazarlar